Sosyalist Tayyip, Che tişörtü giydi!
27 Ağustos 2007, Pazartesi
Radikal gazetesi dünkü sayısında Başbakan Erdoğan'nın kafasını, yumruğu havada, üzerinde Che Guevara portresi olan kızıl renkli tişört giymiş birinin fotoğrafına monte etti. Manşetten duyurduğu haberde Erdoğan'ı sosyalist bir parti lideri ilan eden gazete, son dönemde gösterdiği AKP yanlısı tutumda çığır açtı.
soL (Ankara) Radikal Gazetesi, AKP'nin toplum nezdinde "demokratik bir parti" olarak göstermeye çalışan manşetlerine dün bir yenisini daha ekledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Hizmet-İş Genel Kurulu'ndaki konuşmasının bir bölümünü oluşturan "emek yanlısı" ve önceki iktidarları eleştiren sözlerini manşete taşıyan gazete, grev hazırlığındaki sendikalara ve toplu görüşmelerden çekilen KESK'e yönelik tehditvari ifadelerini neredeyse görmezden geldi. "Erdoğan'a dün bir haller oldu" manşetiyle çıkan gazete, Başbakan'ın sosyalistler gibi konuştuğu yorumunda bulundu. Gazete ayrıca, grafik tasarım yöntemiyle manşetin hemen altında, Che Guevara tişörtlü ve sol yumruğu havada bir eylemcinin suratının yerine Erdoğan'ınkini kullanarak, "Bir işçi lideri gibiydi" diye yazdı. Gazete böylelikle kendisine yönelik "AKP'ye Fanatik, Emekçiye Radikal" sloganının doğruluğunu bir kez daha ortaya koydu.
"AKP'ye Fanatik Emekçiye Radikal" sloganının hakkını verdi
Radikal Gazetesi AKP'cilikte sınır tanımıyor. Gazete, bir günde 41 emekçiyi işten çıkartmasının ardından, konuya ilişkin protesto eylemlerinde taşınan "AKP'ye Fanatik Emekçiye Radikal", "Bir günde 41 Gazeteciyi İşten Attı, O Bir Radikal" yazılı dövizlerin hakkını verdi. Özellikle seçimlerden bu yana, "sivil anayasa, e-muhtıra, ikinci cumhuriyet, demokratikleşme" gibi konularda AKP'nin işine yarayan yayınlar yapan ve AKP'yi demokratik bir partiymiş gibi göstermeye çalışan gazete, "İki" eki ile de liberal solun yayın organı gibi çalışıp, AKP'nin demokrasi yanılsamasına inananların teorik zeminini oluşturmaya çalışıyor.
"Gül" gibi manşetler
Gazete seçimlerin ertesi günü manşette "Bu da halkın muhtırası" ifadesini kullanmıştı. Daha sonraki süreçte ise olumlar bir tarzda "Anayasa taslağında radikal öneriler var", "Anayasa taslağında ****** var altı ok yok", Abdullah Gül'ün eşinin türbanına ilişkin olarak "Demokrasinin türbanla imtihanı", Gül'e ilişkin kaygılara yönelik olarak da, "Erdoğan: Gül'ün özü ve sözü birdir" ve Gül'ün ağzından "Rol yapmıyorum özüm sözüm bir" diye manşetler atmıştı.
İşçileri siyasi malzeme yapan tutum görmezden gelindi
Gazete dünkü sayısında AKP'yi "şirin gösterme" çabalarını Erdoğan'ın sözleriyle sürdürdü. "Erdoğan'a dün bir haller oldu" manşetiyle çıkan gazete, Başbakanın önceki iktidarları eleştiren ve emekçilerin durumunu siyasi malzeme yapan şu sözlerini, "Erdoğan sosyalistler gibi konuştu" cümlesi altında verdi:
"Geçmişte sendika, emek, örgüt, eylem gibi hukuki kavramlar toplumun geniş bir kesimi tarafından adeta bir ‘öcü' gibi görülmüş, yaşanan acı tecrübelerin de etkisiyle, emek hareketi hak ettiği noktaya ulaşamamıştır. Bunda geçmiş iktidarların da büyük payı olduğunu biliyorsunuz. Emek hareketine, işçi hakkına sahip çıkıyormuş gibi yapan, ancak birkaç yasal düzenlemeyle işi geçiştiren, sonrasında da bunun rantını on yıllarca kullanan iktidarları sizler de bizler de gayet iyi biliyoruz. Sadece büyük patronları ya da küresel aktörleri muhatap alan, işçi haklarına tenezzül etmeyen iktidarların bu ülkeye kaybettirdiği yılları da gayet iyi biliyoruz. Emek hareketi, bize göre Türkiye'nin kalkınma hareketidir. Bugün üretimde kalkınmada aldığımız mesafeyle övünüyorsak, yarınki Türkiye'ye umut ve güvenle bakıyorsak, bu başarıdaki en büyük pay sizlere işçilerimize aittir. Sendikal hareketin önündeki tüm engelleri toplumun önündeki diğer tüm engelleri gibi aşmak, emek hareketini hak ettiği konuma ulaştırmak bizim boynumuzun borcudur."
Gazete ayrıca, Erdoğan'ın "bir değişim yaşadığı"na dikkat çekmek istercesine, birinci sayfada spotta, "‘İki yıldır anamız ağlıyor' diye çiftçiyi, ‘Ananı da al git' sözüyle azarlayan, İşçi taleplerini duymazdan gelen Başbakan Erdoğan, sosyalist gibi konuştu" cümlesini kullandı.
Gazete sendikaları hedef alan sözleri görmedi,
KESK'in açıklamasını vermedi
Buna karşın gazete Erdoğan'ın başta Hava-İş ve toplu görüşmelerde masadan kalkan KESK olmak üzere çeşitli iş kollarında grev hazırlığında olan sendikalara yönelik sözlerini adeta görmezden geldi. Erdoğan konuşmasında, hep kullandığı "istikrar ve güven ortamı"na dikkat çekerek, "Ben şu kadar ücret istiyorum, vermezsen greve giderim, seninle müzakereye oturmam, türü yaklaşımları zaman zaman görüyoruz. Bu ülkenin Başbakanı olarak 70 milyonun hesabını omzunda hisseden bir insan olarak sizlerin daha çok kazanmanızı istiyorum, ama ikimiz de gerçekçi olmak zorundayız" şeklinde konuşmuştu. Başbakan, grev ve eylem hazırlığında olan sendikaları ise, "Sorun çözülemiyorsa elbette eylem en demokratik haktır. Fakat daha konuşmadan, müzakere etmeden masayı terk etmek ya da Türkiye gerçeklerini, imkanlarını görmeden olmayacakları istemek tribünlere oynamak olur" diye hedef almıştı. Erdoğan ayrıca, "Bu gemi batarken hep beraber batacağız ama selamete çıkarsa hep beraber çıkacağız" demişti. Radikal gazetesi ise bu konuşmanın bir kısmını "Eylem en demokratik haktır" ara başlığıyla verdi. Gazete ayrıca KESK'in Başbakan'ın kendisine yönelik sözlerine ilişkin açıklamasına da yer vermedi.
Sendikacılar da AKP'cilikte sınır tanımadı
Hizmet-İş Genel Kurulu'nda dikkat çeken bir diğer nokta ise sendikacıların Erdoğan'ın söz konusu konuşmalarına herhangi bir cevap vermek bir yana, onu alkışlar tarzdaki konuşmaları olmuştu. Hizmet-İş Başkanı Mahmut Arslan, "Engellere, itirazlara rağmen Sayın Başbakan yoluna devam etmiştir" Hak-İş Başkanı Salim Uslu ise, "Şimdiki başbakanımız, bakanımız burada. Onları seviyoruz ve güveniyoruz. O Cumhuriyetimizin başbakanı. İETT işçisi, belediye işçisi" demişti.
Emek karşıtı onca uygulama unutuldu
Bu haberle birlikte Erdoğan ve partisini "demokratik ve halktan yana" gösterme çabalarına bir yenisi daha eklendi. IMF programı, esnek çalışma biçimlerini yasal forma kavuşturan iş yasası, kıdem tazminatını eriten fon uygulaması, mezarda emeklilik getiren "Sosyal Güvenlik Yasası", kamu hizmetini tasfiye etmeye çalışan girişimler, sözleşmeli çalıştırma, performansa göre ücret, kırılan özelleştirme rekorları, halen süren kamu emekçilerine siyaset yasağı, 2007 İstanbul 1 Mayıs'ı, Anayasa'nın 90'ncı Maddesi ile önü açılan grevli toplu sözleşmeli sendika hakkının uygulanmaması, işten atmalar, patronların her türlü sendikasızlaştırma girişimleri, eğitim emekçilerinin yürüyüşüne yapılan saldırı ve AKP döneminde sayısı katlanan daha pek çok sorun unutularak, Erdoğan "sosyalist gibi konuşan" bir lider ilan edildi. Öte yandan gazetenin "Erdoğan'a bir haller oldu gibi" "sağ gösterip sol vuran" bir manşet atması ise haberle ilgili gelebilecek tepkileri engellemek için olduğu şeklinde yorumlandı.
Çarş. Ağus. 29, 2007 11:39 am